SPOR(ACL-MENİSKÜS-KIKIRDAK) YARALANMALARI-ÇAPRAZ BAĞ TAMİRİ-MENİSKÜS TAMİRİ-KIKIRDAK TAMİRİ-OZON-PLOROTERAPİ-KÖK HÜCRE UYGULAMASI
ÇAPRAZ BAĞ YARALANMALARI Ön çapraz bağ yaralanmasının tedavisi Tedavide takip edilecek yol ön çapraz bağlarda yaşanan yaralanmanın seviyesine bağlıdır. Spora devam edecek aktif kişilerde ve özellikle genç yaştaki hastalarda ön çapraz bağ yırtığının tedavi seçeneğinin cerrahi olduğu unutulmamalıdır. Ön çapraz bağ yaralanması hastanın günlük hayatında önemli şikayetlere yol açmıyorsa ve kişi spordan uzak durmaya karar vermişse cerrahinin dışında tedavilere başvurulabilir. Ön çapraz bağ yaralanması ameliyatsız tedavi Dinlenme: Ön çapraz bağ yaralanmalarında dizi dinlendirmek ağrı ve şişliğe iyi gelmektedir. Buz tedavisi: Günde birkaç kez, 20-25 dakikayı geçmeyecek şekilde uygulanan buz terapisi olumlu sonuçlar verebilmektedir. Bandaj: Şişlik ve ağrılar için diz uygun bir bandaj ile sarılabilir. Yükseklik: Dinlenme esnasında şişliği azaltmak için bacak yastık koyularak kalp seviyesinin üzerine kaldırılabilir. Fizik Tedavi: Dizdeki şişlik ve ağrıların azalmasıyla fizik tedavi başlanabilir. Özel egzersizlerle dize fonksiyon kazandırılırken dizi destekleyen kaslar güçlendirilir. Ön çapraz bağ yaralanması yaşamasına rağmen aktif spor yapmayan kişiler ile ameliyatı önlemek veya geciktirmek isteyen hastalar fizik tedaviyle; Ön çapraz bağ yaralanması cerrahi tedavisi Aktif yaşam süren, spor yapan ve genç hastalarda ön çapraz bağ yaralanmalarının tedavisi cerrahidir. Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı cerrahi seçeneği gündeme getirmeden önce; Ön çapraz bağ artroskopik cerrahisi Ön çapraz bağ yaralanmaları artroskopik(kapalı) cerrahi yöntemi ile yapılmaktadır. Artroskopik cerrahide; yaklaşık 1 santimetre boyutunda bir kesiden küçük bir kamera diz bölgesine yerleştirilir. Bir veya daha fazla küçük kesi kullanarak, cerrah yırtılan ön çapraz bağı farklı tendon veya bağ kullanarak yeniden oluşturur. Artroskopik ameliyatın temel amacı; oluşabilecek diz dönmelerinin önüne geçmek, dizde yaşanan boşluk ve güvensizlik hissini ortadan kaldırmak, hastanın aktif spor hayatında güvenli kullanabileceği bir diz elde etmektir. Yırtılan ön çapraz bağların tekrar dikilmesi çok nadir yapılabilmektedir. Saçaklanarak yırtılan ön çapraz bağ hastanın vücudundan veya kadavradan başka bir tendon veya bağ kullanarak yeniden yapılandırılır. Ameliyatla kullanılan bu yapılara greft denmektedir. Greftler çeşitli kaynaklardan elde edilebilir. Tüm greft kaynaklarının avantaj ve dezavantajları vardır. Artroskopi ameliyatında hangi greftin kullanılacağına konusunda uzman ortopedi ve travmatoloji doktoru rahatlıkla karar verebilir. Ön çapraz bağ yırtıklarında kişinin kendi dokularının kullanılması kadavradan alınan greftlere göre daha olumlu sonuçlar vermektedir. Hastanın kendi dokularının kullanılmasında uyum sorunları ve hastalık taşınması riskleri yoktur, ancak bu dokular sayı ve boyut olarak sınırlıdır. Buna karşın kadavradan kullanılan greftlerde boyut ve sayı sınırlaması yoktur. Özellikle birden fazla bağın yaralandığı durumlarda kadavradan alının bağ ve tendonlar tercih edilmektedir. Çok düşük de olsa hastalık taşınması riski, nadir de olsa vücuda uyum sorunları ve pahalı olmaları kadavradan kullanılan greftlerin dezavantajlarıdır. Ön çapraz bağ ameliyatlarından sonra fizik tedavi gerekli midir? Ön çapraz bağ ameliyatlarından sonra en önemli ama çok sık ihmal edilen konularan birisi rehabilitasyon dönemidir. Ameliyat sonrası iyi bir rehabilitasyon dönemi hem ameliyat başarısını artırmakta hem de spora daha çabuk bir dönüş sağlamaktadır. Deneyim bir ortopedi ve travmatoloji doktoru veya spor fizyoterapisti rehberliğinde gerçekleştirilecek fizik tedavi süreci; diz hareketini, kuvveti, gücü ve dayanıklılığı sağlamaktadır. Ayrıca, belirli spor veya fonksiyonel ihtiyaçların için kişiselleştirilmiş denge veya çeviklik gibi eğitimler de olumlu sonuçlar vermektedir. MENİSKÜS YARALANMALARI Menisküs yırtıklarında tedavi Gençlerde menisküs yırtıklarının tedavisi çoğunlukla cerrahidir. Çok nadir görülen ve tam kat olmayan bazı küçük yırtıklar dışında menisküslerin kendiliğinden iyileşme yeteneği yoktur. Belirgin yakınmaları olan hastalarda cerrahi müdahale ile menisküs yırtığı onarılmaya çalışılır, eğer yırtık onarıma uygun değilse yırtık olan kısım çıkartılır. KIKIRDAK HASARLARI Kıkırdak yaralanmalarında tedavi Eklemin yük taşımayan bölgesinde ve 1 cm2’den küçük kıkırdak hasarları eğer şikayetlere yol açmıyorsa sadece aralıklı izlem ile takip edilebilir. Ancak belirti veren, yük taşıyan bölgede yerleşen ve 1 cm’den büyük kıkırdak yaralanmalarında tedavi gerekli olur. İlaçlar, glukozamin gibi destekler, fizik tedavi yöntemleri ve eklem içine yapılan hyalüronik asit enjeksiyonları denenebilir ancak bunlar tedavi edici özelliğe sahip değildir ve sadece belirtileri bir süre baskılarlar. Genç erişkinlerde, kıkırdak yaralanmalarının tedavisi cerrahidir. Tedavi sıklıkla artroskopi ile başlar ve eklem içi eşlik eden başka sorunlar var ise onlar da düzeltilir. Daha sonra kıkırdağa yönelik işlem artroskopik ya da açık cerrahi ile yapılabilir. Mikrokırık yöntemi Sınırlı ve 3cm2’den küçük kıkırdak yaralanmalarında uygulanan bir yöntemdir. Hasarlı bölge kıkırdak artıklarından temizlendikten sonra kemiğe 5 mm aralıklarla ve birkaç mm derinliğinde uzanan delikler açılılır. Bu deliklerden kemik iliğindeki kök hücrelerin hasarlı bölgeye ulaşması için bir yol açılmış olur. Mikro-kırık yönteminin avantajları hasta ve hekim için kolay ve ucuz bir teknik olması, tek bir ameliyat gerektirmesi ve artroskopi ile yapılabilmesidir. Küçük çaplı kıkırdak hasarlarında sıklıkla ilk olarak tercih edilen yöntemdir. Buna karşın, tekniğin en önemli dezavantajı oluşan tamir dokusunun “kıkırdak benzeri” olmasıdır. Bu doku normal kıkırdaktan farklıdır ve uzun yıllar normal kıkırdak gibi işlev görmesi beklenemez. Mozaikplasti Eklemin yük taşımayan bölgesinden 6-8 mm çapında ve 15 mm boyunda kıkırdak ve kemikten oluşan silindirik parçaların alınıp, bunların yük taşıyan bölgedeki hasarlı bölgeye nakledilmesidir. Kıkırdak nakli Son yıllarda üzerinde en çok araştırma yapılan ve başdöndürücü bilimsel gelişmelerin olduğu alan kıkırdak naklidir. Bu teknikte önce artroskopi ile kıkırdak hasar saptandığı sırada eklemin yük taşımayan bölgesinden yonga şeklinde birkaç milimetrelik kıkırdak dokusu alınır. Bu doku steril şartlarda laboratuvar ortamında işlenir ve içindeki kıkırdak hücreleri çoğaltılarak üretilir. Birkaç hafta süren bu işlem sonrasında oluşan yeni kıkırdak hücreleri, bu kez açık cerrahi ile hasarlı bölgeye nakledilir. Birinci nesil adı verilen kıkırdak nakli tekniklerinde bu hücreler, diz çevresi dokulardan alınan ve hasarlı bölgeye dikilen zar şeklinde bir dokunun altına enjekte edilmekteydi. Hastanın yaralanmasına göre diz eklemindeki hasar tespit edilip girişimsel artroskopik yöntemle çapraz bağ menisküs ve kıkırdak hasarları tarafımızca opere edilmektedir.
İleri yaştaki hastalarda menisküs yırtıklarına genellikle dizde artroz (aşınma, yıpranma, kireçlenme) eşlik eder. Bu durumda sadece menisküs yırtığına müdahale etmek sorunu tam olarak çözmeyebilir. Doktorunuz bu durumda ilaç tedavisi ile belirtilerin baskılanmasını, eklem içi enjeksiyonları, artroskopik cerrahiyi ya da artroskopi ile birlikte kemik düzeltici ameliyatlardan birine karar verecektir.
Hasar bölgesinde oluşan kan pıhtısının içine yereleşen kök hücrelerinin, uygun ortam sağlandığında kıkırdak benzeri hücrelere dönüşme yeteneği vardır. Son yıllarda, bu pıhtının hasarlı bölgeye daha iyi tutunup organize olabilmesi için matriks adı verilen çatı implantları geliştirilmiştir. Çoğu kollajenden yapılan bu zar şeklinde dokular mikro-kırık yapıldıktan sonra hasarlı bölgeye yapıştırılabilir. Yeni kıkırdak benzeri doku oluşana kadar, ameliyat sonrası altı-sekiz hafta süreyle koltuk değneği kullanarak eklemi yüklenmeden korumak gerekir. Benzer şeklilde, bu kıkırdak tamir dokusunun oluşması için ameliyat sonrası dönemde birkaç hafta süreyle eklemi yavaş ve kontrollü bir şekilde hareket ettiren “sürekli pasif hareket” (continious passive motion, CPM) cihazı ile çalışmanız gerekir. Bu cihaz gerektiğinde evde kiralanalarak kullanılabilir.
Bu teknik te 4cm2’nin altındaki hasarlarda uygulanır. En sık diz ve ayak bileği eklemlerinde uygulanır. Artroskopik veya açık yöntemle yapılabilir. En önemli avantajı, normal kıkırdağın mimari yapısında bir dokunun hasarlı bölgeye nakledilmesidir. Dezavantajları ise sınırlı sayıda doku nakli yapılabilmesi ve hasarlı bölgeye nakil yapılabilmesi için eklemin başka bir bölgesindeki normal kıkırdağın feda edilmesidir. Çok büyük hasarlarda bazen sağlam olan karşı diz ekleminden de doku alınması gerekebilir. Tekniğin özelliği dolayısı ile hasarlı bölgenin ancak % 70’i nakledilen kıkırdak ile doldurulabilir, nakledilen silindirler arasında kalan bölge kıkırdak benzeri bir tamir dokusu ile iyileşir. Bu teknik genellikle küçük kıkırdak hasarlarında daha başarılıdır. Büyük yaralanma alanlarında eklemin normal şeklinin oluşturulması zor olabilir. Ameliyat sonrası dönem mikro-kırık yöntemi ile benzerdir.